I think I’m having some fruitful days; not experiencing any difficulties in writing. Words automatically are coming out from my head down to my finger tips on to the keyboard. This is good. It’s nice. Makes me happy. Writing is a way of releasing the tension in my head and calming the storm and accumulations in it. Words are meant to use and share, aren’t they?

We, who are living in the Northern Hemisphere are having some cold days. Some of us are living through really cold days and some of us milder coldness. Nonetheless, how many of us are thinking of the poor animals who have to live outdoors? Yes, I am aware of the many homeless people out there; however- even though I know some people may judge me for my opinion- I can’t feel sorry for the people as much as I do for the animals. Babies and children are an exception. My sympathy for grown ups are much less. This is because, animals don’t have the evil and nastiness that people have. I see them as very innocent, pure living beings and don’t deserve any harm whatsoever.

For example, hundreds, maybe thousands of pedigree dogs are left on the street after they grow out their puppy cuteness. I’m extremely ashamed of living on the same earth with those people who can’t feel or understand the deep sorrow that they cause to these animals. The separation anxiety is so high as they can’t understand why they’re being left behind their“owners”.

Please love your pets and take care of them. If you can’t have pets in the house, please don’t cause any pain to the ones living outdoors; giving them food and water when you can and helping them out in their struggle to live.
 
Bu aralar sanırım çok verimli günlerimdeyim; zira yazı yazarken zorlanmıyorum.  Sözcükler otomatik dökülüyor zihnimden, oradan da parmaklarımdan klavyeye akıyorlar.  Bu iyi bir şey.  Güzel bir şey.  Beni mutlu ediyor.  Yazabilmek bir yerde zihnimi boşaltabilmek, oradaki kargaşayı ve birikmişliği biraz olsun rahatlatabilmek demek benim için.  Kelimeler kullanılmak için, paylaşılmak için değil midir bir yerde de?

Biz Kuzey Yarımküre’dekiler soğuk kış günleri geçiriyoruz bugünlerde.  Kimimiz çok soğuk, kimimiz de orta soğuklukta havaları yaşıyoruz.  Bu zorlu mevsim koşullarında peki dışarıdaki minik dostlarımızı kaçımız düşünüyoruz?  Evet, evsiz insanlar da var, farkındayım; belki beni bazılarınız yargılayacak, ancak insanlara acıyamıyorum.  Bebek veya çocuklar bu grubun dışında.  Yetişkin insanlara acıma duygum yok denecek kadar az. Hayvanlara ise içim parçalanıyor.  Çünkü onlar insanın sahip olduğu kötülüğe ve hainliğe sahip değiller.  Benim gözümde onlar çok masum, içlerinde saflık barındıran canlılar ve hiç bir şekilde kötülüğü haketmiyorlar. 

Mesela yüzlerce, belki de binlerce cins köpek yavruyken alınıp yavruluğu bitip de büyümeye başladığında sokağa terkediliyor; bu canda yol açılan acı ve gönül yarasını anlayamayan, bilemeyen insancıklarla aynı yeryüzünü paylaşıyor olmak çok canımı sıkıyor.  O masum hayvanların nedenini asla anlayamadıkları bir şekilde “sahiplerinden” ayrı kalmaları, onlarda onarılmaz yaralara yol açıyor. 

Lütfen hayvanlarımızı sevelim, onlarla ilgilenelim; evde besleyemiyorsak da dışarıdakilere eziyet etmeyelim, yemek ve su verip yaşam savaşlarında onlara destek olalım.






 
photos: Pinterest, web

Thanks for reading!
 

                                                                                           
 
Top